Ne
Biterse bitsin
Kalır külü
Bir mühür aslı
İstemsiz bile
o l s a
b e n l i ğ i n
y ı r t ı k
astarı
tutar
içini
gösterir
anlamın
Ne
Biterse bitsin
h a t ı r l a n ı r
Emre Gürkan Kanmaz
27 Ekim 2009 Salı
Sonsuzluğun
Elbet doğru
23 Ekim 2009 Cuma
Evren mavisi

Senin anaç dilini sevdim şiir
Senin
Yaşadığım yerden sıcak
kucağını
. . .
Ucu bucağı olmayan kalbinde büyüyen bizler
Katıksız iyiye doğru yol alma telaşımızın heyecanıyla
Kalem tutmasını öğrendik
Ve doğru mudur
Senin takdirini kazanabilmek için
Ölene dek çabalıyoruz
. . .
Ve tabi
Senin evren mavisi ruhunu da sevdim
Emre Gürkan Kanmaz
Ekim 2007
Kaçamak
21 Ekim 2009 Çarşamba
Saatsiz
19 Ekim 2009 Pazartesi
Armutun iyisini sayılar yer

Bir rüya görmüştüm , etkisindeydim . . .
Sayıların oluşturduğu evrenin çardağıdır şiir
. . .
1/
Şirin bir gün batımı . . .
.. Mevsimin yağlı tarafından ..
Devlet dairesinden kopmuş bir sevincin
Koşarak eve geldiğini görüyoruz
.. Taslar tastamam ..
Çözse çözse Einstein çözer
Aşkın denklemi olduğunu duyuyoruz
Ateş böceklerinden . . .
Tevekkeli dememişler
İki iki dört eder
Susmanın sudokusu bozul !
.. Kanımızda buzullar eriten inatçılık ..
Hendekler aşmamıza sebep
Öfkeyi kundaklayan tortul . . .
İnsanın başka meziyeti yok ki
Mezarları sütliman eden yanımızı sevdik . . .
Bu arada tanrı
İki ile ikinin dört edişi
2/
Otobüsün sokağa kustuğu yoğunluk
Bir şehrin kimlik numarasıdır
.. Eskrimden at binmeye uzanan zindelik ..
.. Boyalı bekar kızların yüz görümlüğü ..
.. Öksürük nöbetlerini boyayan evcimenlik ..
.. Akla sığmayan türlü mozaik ..
Hepsinin istifidir bu yoğunluk . . .
İpin maskülen kopuşunda
Işık hızı şahitlik etmeli
Sevmenin ataşeliğinde kavrulan söz
Kim bilir kaç kulağı delip geçmiştir
.. Kobaltı bile taşırır istese, gölleri ..
.. Caretta caretta'ları temizler mavisi ..
.. Bir sigaranın şişkin karnına değer
Değer yargısından türeyen parmakları ..
Hatta alıp törpüleme vakti benliğin . . .
Fışkınlar biter durmaz
Öyle ki doğanın koltuğundan
3/
Konuşmalar, anlaşmazlıklar
Trenlerin uykuya daldığı gecede
.. Sussun mu kendine bölünen gölge ..
Açıkta kaldı kıçının yarısı
Ünlem işareti ile mimli zifirin . . .
Çağdaşlığım kolaçansız
Anlam vermiyor havuz problemi
Nihayet deliliğin yırtılır
h a l i n i d i k t i m
Üstelik on para almadım / açım
Ancak bu vaziyette kaçırdım etime
Santrallerden ince iğneyi . . .
.. Aklım yara bandı bulsa iyi olur . .
Zürafaları kıskandım hep
Sesim eriyip Eyfel kulesidir
4/
Şimdi alakok ziyafeti çekiyor us
.. Kahvaltı masasında günün başlangıcı ..
.. Taze demlik taze dem taze bellek ..
Tilbidir künyesi sineklerin bilmez ki
Varı çok edecek sevimli düşünceler . . .
.. Hay aksi doygunluk .. Sen de burdasın ..
Kalaslık iç acının darasında
Midenin daralması belürgen
Ve erotizmin uyandığı bu bölüm
Dipçikleri anlatır ve mermi başları
.. "Mersi" kaşları oynar sınırcı kontesin ..
.. WC başında pisuvarlar cirit atar ..
.. Fermuar sıkıcı yüksünen evde ..
Muzu .. Kabuğunu, başka kadın soymadım . . .
Küner tadı bir hüner
O duygunun bozulması erken
Emre Gürkan Kanmaz
Ağustos/2009
16 Ekim 2009 Cuma
Yüreğim
Kara benim için büyük bir gemi

Yoksa kokun mu kokar
Deniz yerine
Yoksa ben mi yanlış anlıyorum
Kırçıl dalgaları
Yoksa kızgın olan
Siyaha çalan mavi midir
Yoksa akşamdan kalmanın
Cezası mı kamarotluğum
Yoksa sen benden sonra
Balıkları mı çok sevdin
Yoksa
Yok musun
Yoksa ne
Yoksa ne
Yoksa
Aklımı mı
Kaçırdım
Çünkü
Kara
Benim
İçin
Büyük
Bir
Gemidir
Emre Gürkan Kanmaz
Ekim/2009
15 Ekim 2009 Perşembe
14 Ekim 2009 Çarşamba
Çeşni

Bir rüzgarın üstünden geçtiği günün sonunda
Yenilir yutulur bir öfkenin çeşnisidir şiir
. . .
Her tarafına bulaştırır kuşları kalebodur teninin
Daktilolar karın ağrısı çeker kusma vakitleri
Terini tutar beş parçaya böler upuzun ellerinin
Sakindir sesinde kendini çoğaltan sosyoloji
Bilir, mahzendir unutmaya çalıştığı kemikleri
Bir kalbin eritilip çimentoya dönüştüğü düşte
Kağıt olmasın su olsun yeniden yazılsın kil
Çocukların inceldiği yerde toplansın gün ışığı
Ki yeniden sevebilelim kan kayıplı şiirimizi
. . .
Bir rüzgarın unutmayı seçtiği günün sonunda
Yenilmez yutulmaz egonun ürünüdür şiir
Emre Gürkan Kanmaz
Temrin Dergisi / 18 / Ekim 2009
12 Ekim 2009 Pazartesi
Peyderpey onurlandırılışı aşkın
9 Ekim 2009 Cuma
Renkli Şiir
7 Ekim 2009 Çarşamba
Memeleri kaşınan sevda
Pipisiz şiir

ne yapacağız bu gece seninle biliyor musun?
oyun oynayacağız
ama ilk önce
bana tek şekerli bir çay söyle
içimiz ısınsın
yıldızları beklemeden
ellerimizin arasında uzanan sihirli kelimeye inat
yıldız tozuna bulanmışlığı
öğrendik bu gün
leylak kokusunu çayın
nefes gibi çekiyor içine şiir
ıpıslak düşünde mavinin
demimiz kırmızı bir öpüş
ölümün gözlerinden narince öperek
rüzgarla yıkarken yüzünü aşk
senin gözünden bir tane
benim elimden bir tane
ne bir harf eksik ne de fazla
pisuvara nasıl işenir
bildiğini biliyorum
önce fermuarını açacaksın
ruhunun
topuklarını vurma bu gece
topraktan sesime
ilk ateşi bu gece
biz yakmayalım
Ayça Yaşıt, Emre Gürkan Kanmaz
2007/Taksim
6 Ekim 2009 Salı
Deliveren

Sezen Aksu içindir ...
. . .
Deliveren sen bir şarkısın ne güzelsin
Kulakları delen sessizliğe esaslı gönderme
Ve aşkın orta yerinde bıçaklanan zamanımız
Deliveren sen bir şarkısın sabah akşam güzel
Sözlerin var ya da yok ama söyleyeceklerin
Toplanır bu yaşam eder taze ve selülitsiz
Bir kurşundan beklenir ama senden beklenmez
Kaçıp bir yere gidemezsin keyfimi bölemezsin
Deliveren sen bir aynasın ne parlaksın
Sanki güneşin izleğimde kırılma frekansı
Radyoların hazmedilişindeki ferahlıksın da
Deliveren sen bir aynasın gördüm yüzümü
-Bir tutam da ellerin olmalı-
Sürebilsem tanrının yoluna paspal kendimi
Şelaleler şoseler ve kediler birikse şimdi
İnsanlardan habersiz kalbimi çıkarsam zuladan
Ellerimi biri tutar belki o sen olur musun ?
-Deliveren sen bir şarkısın kırılırsın
Günün birinde yorulur sol anahtarları
-Sen serçe yavrususun uçmazsan düşer gökyüzü
-Ve deliveren.. ne bileyim .. şarkısın, ne güzelsin işte ...
Emre Gürkan Kanmaz
2 Ekim 2009 Cuma
Ekim sadece bir isimden ibaret
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)