27 Ekim 2009 Salı

Bitmek şiiri


Ne

Biterse bitsin
Kalır külü

Bir mühür aslı

İstemsiz bile
o l s a
b e n l i ğ i n
y ı r t ı k
astarı

tutar
içini
gösterir
anlamın

Ne

Biterse bitsin
h a t ı r l a n ı r



Emre Gürkan Kanmaz

Ağlar şiiri


Bir örümcek
Ağ örmesini bildiği gibi
Bilir ölmeyi

Vakti gelir
Yem olur

Zamanın ağında




Emre Gürkan Kanmaz

Sonsuzluğun


Geçkin bir ömrü
Kelebeğe sormalı

Hangi ömür

Uzun ve

Şiirin


Eğer

Bir gülümseme kadar
Keskinse

s o n s u z l u ğ u n

Ama
Sormalı
Bir ömrü
Geçkin
Omuz
İzli

Kelebeğe


y i n e d e




Emre Gürkan Kanmaz

Elbet doğru


Kırmızı karınca
Su içiyor
Oturmuş rüzgârın yanında

Görseniz öyle şirin
Öyle kana kana

Meğer su içerken
Yılanın dokunmadığı
Doğruymuş




Emre Gürkan Kanmaz

23 Ekim 2009 Cuma

Evren mavisi


Senin anaç dilini sevdim şiir
Senin
Yaşadığım yerden sıcak

kucağını

. . .

Ucu bucağı olmayan kalbinde büyüyen bizler
Katıksız iyiye doğru yol alma telaşımızın heyecanıyla
Kalem tutmasını öğrendik
Ve doğru mudur
Senin takdirini kazanabilmek için
Ölene dek çabalıyoruz


. . .

Ve tabi
Senin evren mavisi ruhunu da sevdim



Emre Gürkan Kanmaz
Ekim 2007

Kaçamak


Ruh bir yolunu bulup çıkarır kafasını bakar dışarı
Ten ne kadar uğraşsa da -kaçamaktır- engel olamaz
Ruhun işi yoktur ki yerinde otursun o top oynamak ister
Bir bulutun yanağından da tutup öper istese




Emre Gürkan Kanmaz
2008

21 Ekim 2009 Çarşamba

Saatsiz


Zamansız

Bir sevda
Bıçaklanmış

Yarası
Ortasında
Gül adı

Ayarsız
Bir koma

da


Amansız

Bu sevda
Duraksamış



Emre Gürkan Kanmaz

19 Ekim 2009 Pazartesi

Armutun iyisini sayılar yer


Bir rüya görmüştüm , etkisindeydim . . .


Sayıların oluşturduğu evrenin çardağıdır şiir

. . .

1/

Şirin bir gün batımı . . .
.. Mevsimin yağlı tarafından ..
Devlet dairesinden kopmuş bir sevincin
Koşarak eve geldiğini görüyoruz
.. Taslar tastamam ..
Çözse çözse Einstein çözer
Aşkın denklemi olduğunu duyuyoruz
Ateş böceklerinden . . .



Tevekkeli dememişler
İki iki dört eder



Susmanın sudokusu bozul !
.. Kanımızda buzullar eriten inatçılık ..
Hendekler aşmamıza sebep
Öfkeyi kundaklayan tortul . . .
İnsanın başka meziyeti yok ki
Mezarları sütliman eden yanımızı sevdik . . .



Bu arada tanrı
İki ile ikinin dört edişi





2/

Otobüsün sokağa kustuğu yoğunluk
Bir şehrin kimlik numarasıdır
.. Eskrimden at binmeye uzanan zindelik ..
.. Boyalı bekar kızların yüz görümlüğü ..
.. Öksürük nöbetlerini boyayan evcimenlik ..
.. Akla sığmayan türlü mozaik ..
Hepsinin istifidir bu yoğunluk . . .



İpin maskülen kopuşunda
Işık hızı şahitlik etmeli



Sevmenin ataşeliğinde kavrulan söz
Kim bilir kaç kulağı delip geçmiştir
.. Kobaltı bile taşırır istese, gölleri ..
.. Caretta caretta'ları temizler mavisi ..
.. Bir sigaranın şişkin karnına değer
Değer yargısından türeyen parmakları ..
Hatta alıp törpüleme vakti benliğin . . .



Fışkınlar biter durmaz
Öyle ki doğanın koltuğundan





3/

Konuşmalar, anlaşmazlıklar
Trenlerin uykuya daldığı gecede
.. Sussun mu kendine bölünen gölge ..
Açıkta kaldı kıçının yarısı
Ünlem işareti ile mimli zifirin . . .



Çağdaşlığım kolaçansız
Anlam vermiyor havuz problemi



Nihayet deliliğin yırtılır
h a l i n i d i k t i m
Üstelik on para almadım / açım
Ancak bu vaziyette kaçırdım etime
Santrallerden ince iğneyi . . .
.. Aklım yara bandı bulsa iyi olur . .



Zürafaları kıskandım hep
Sesim eriyip Eyfel kulesidir




4/

Şimdi alakok ziyafeti çekiyor us
.. Kahvaltı masasında günün başlangıcı ..
.. Taze demlik taze dem taze bellek ..
Tilbidir künyesi sineklerin bilmez ki
Varı çok edecek sevimli düşünceler . . .
.. Hay aksi doygunluk .. Sen de burdasın ..



Kalaslık iç acının darasında
Midenin daralması belürgen



Ve erotizmin uyandığı bu bölüm
Dipçikleri anlatır ve mermi başları
.. "Mersi" kaşları oynar sınırcı kontesin ..
.. WC başında pisuvarlar cirit atar ..
.. Fermuar sıkıcı yüksünen evde ..
Muzu .. Kabuğunu, başka kadın soymadım . . .



Küner tadı bir hüner
O duygunun bozulması erken




Emre Gürkan Kanmaz
Ağustos/2009

16 Ekim 2009 Cuma

Yüreğim


Yüreğim ağaç
Kuşlar oyuğu

Yüreğim liman
Saklı kadından

Yüreğim kedi
Yumak işçisi

Yüreğim maden
Zamanın evi


Yüreğim

Şiirkadarsonsuz



Emre Gürkan Kanmaz
Ekim/2009

Kara benim için büyük bir gemi


Yoksa kokun mu kokar
Deniz yerine

Yoksa ben mi yanlış anlıyorum
Kırçıl dalgaları

Yoksa kızgın olan
Siyaha çalan mavi midir

Yoksa akşamdan kalmanın
Cezası mı kamarotluğum

Yoksa sen benden sonra
Balıkları mı çok sevdin

Yoksa
Yok musun

Yoksa ne
Yoksa ne
Yoksa
Aklımı mı
Kaçırdım

Çünkü
Kara
Benim
İçin
Büyük
Bir
Gemidir



Emre Gürkan Kanmaz
Ekim/2009

15 Ekim 2009 Perşembe

Olur


Şiir biliyor
Rüzgârın at oluşunu
Atın rüzgâr

Biliyor ya

Yazmasak da olur




Emre Gürkan Kanmaz

14 Ekim 2009 Çarşamba

Çeşni


Bir rüzgarın üstünden geçtiği günün sonunda
Yenilir yutulur bir öfkenin çeşnisidir şiir

. . .

Her tarafına bulaştırır kuşları kalebodur teninin
Daktilolar karın ağrısı çeker kusma vakitleri
Terini tutar beş parçaya böler upuzun ellerinin

Sakindir sesinde kendini çoğaltan sosyoloji
Bilir, mahzendir unutmaya çalıştığı kemikleri
Bir kalbin eritilip çimentoya dönüştüğü düşte

Kağıt olmasın su olsun yeniden yazılsın kil
Çocukların inceldiği yerde toplansın gün ışığı
Ki yeniden sevebilelim kan kayıplı şiirimizi

. . .

Bir rüzgarın unutmayı seçtiği günün sonunda
Yenilmez yutulmaz egonun ürünüdür şiir



Emre Gürkan Kanmaz
Temrin Dergisi / 18 / Ekim 2009

12 Ekim 2009 Pazartesi

Peyderpey onurlandırılışı aşkın


Peyderpey onurlandırılışı aşkın
Perdelerce seyrettirir kendini
O an insan günün sonuna
Varıp neşeye çöreklenir
Bu v a k i t
Kadın eline değip şiir
Erkeğin gözlerine
Bir dudak payını
Aş eder cemi-
C ü m l e ye



Emre Gürkan Kanmaz

9 Ekim 2009 Cuma

Renkli Şiir



Boyamak istiyorum renkleri
Seçmiş olduğum herhangi bir renge

Hazırlıyorum ellerimi susuzluğa
Renklere dokunmadan önce

Bir sabahın uyanışını boyuyorum gözlerime


Emre Gürkan Kanmaz

Kıyı Dergisi/ Kasım-Aralık 2009

7 Ekim 2009 Çarşamba

Memeleri kaşınan sevda


Bu memeleri kaşınan sevda var ya
Adamı deli eder
İlla sıkacaksın koparacaksın onları
Tutup pay edeceksin
Kendine ve geceye
Ancak o zaman
Kendini eksiltmez bir daha




Emre Gürkan Kanmaz

Pipisiz şiir


ne yapacağız bu gece seninle biliyor musun?
oyun oynayacağız

ama ilk önce
bana tek şekerli bir çay söyle
içimiz ısınsın
yıldızları beklemeden

ellerimizin arasında uzanan sihirli kelimeye inat
yıldız tozuna bulanmışlığı
öğrendik bu gün

leylak kokusunu çayın
nefes gibi çekiyor içine şiir
ıpıslak düşünde mavinin
demimiz kırmızı bir öpüş

ölümün gözlerinden narince öperek
rüzgarla yıkarken yüzünü aşk
senin gözünden bir tane
benim elimden bir tane
ne bir harf eksik ne de fazla

pisuvara nasıl işenir
bildiğini biliyorum
önce fermuarını açacaksın
ruhunun

topuklarını vurma bu gece
topraktan sesime
ilk ateşi bu gece
biz yakmayalım



Ayça Yaşıt, Emre Gürkan Kanmaz

2007/Taksim

6 Ekim 2009 Salı

Deliveren


Sezen Aksu içindir ...


. . .

Deliveren sen bir şarkısın ne güzelsin
Kulakları delen sessizliğe esaslı gönderme
Ve aşkın orta yerinde bıçaklanan zamanımız
Deliveren sen bir şarkısın sabah akşam güzel

Sözlerin var ya da yok ama söyleyeceklerin
Toplanır bu yaşam eder taze ve selülitsiz
Bir kurşundan beklenir ama senden beklenmez
Kaçıp bir yere gidemezsin keyfimi bölemezsin

Deliveren sen bir aynasın ne parlaksın
Sanki güneşin izleğimde kırılma frekansı
Radyoların hazmedilişindeki ferahlıksın da
Deliveren sen bir aynasın gördüm yüzümü

-Bir tutam da ellerin olmalı-
Sürebilsem tanrının yoluna paspal kendimi
Şelaleler şoseler ve kediler birikse şimdi
İnsanlardan habersiz kalbimi çıkarsam zuladan
Ellerimi biri tutar belki o sen olur musun ?

-Deliveren sen bir şarkısın kırılırsın
Günün birinde yorulur sol anahtarları

-Sen serçe yavrususun uçmazsan düşer gökyüzü

-Ve deliveren.. ne bileyim .. şarkısın, ne güzelsin işte ...



Emre Gürkan Kanmaz

2 Ekim 2009 Cuma

Ekim sadece bir isimden ibaret


Ekim sadece isimden ibarettir
İnsana, bir mevsime verilir
Bu isimle yapraklar solar
Bu isimle saçlar dökülebilir

Ekim dört harflidir
Dört harfin dördü
Toplanıp kağıda
Rüzgârı estirir

Ve şair
Doğan hadiselerden
Ortalığı velveleye verir

Yoksa ekim sadece
İsimden ibarettir



Emre Gürkan Kanmaz