31 Ocak 2010 Pazar

Denizli balıklı biraz da devrik şiir


Ah Muhsin Ünlü için . . .


Kuşlar ölecek birazdan
Birazdan ve gökyüzü
Deniz ve balık kokacak

. . .

1 -

Yosun pazarı olsa acaba bira kusmuğunun kilosu
Kaça olurdu ?
Kosun tamam bana paramparça cümleler
Ben bu işte bit yeniği aramam gerektiğini
Bildiğimden susuyorum şu an

Ve dahi
Arkadaş olamam kendimle
Biraz kendimle
Biraz Ah Muhsin Ünlü ile
Ki zaten ikimiz de şiire yeni kapaklandık
Biz
Açmalar martılar boğazımıza batsın haydi


Sonra dedim
Git başımdan dedim
Zaman
Mekan
İnsan
Lisan
Ama başımdan .. git . . .

Sonra dedim
Bir de şunu
Acının tasviri
Çuvaldız olamaz



2 -

Bir troleybüs gibi ısmarlama olamamanın
Şevk kırıklığı büyüttüğü yerden aldım devri
Ve attım içeri adımlarımı, ağzına bastım sesimin
Konuşmadım, para etmedi de sütü bozuk suskunluk


Ah Kafsiel



Al canımı diyorum sana yüzlerce
Sevdiklerimin
Yani sevenlerin beni
Ağlayabileceğine inanayım

Dipnot : Bir ablam var benim
İçinde dört yüz abla daha
Bir anne bir baba bir kardeş bir aile bir ben yok bir var tek
Çok mu yalnızım ne

Neyse ne
Doğduk bir kere
Start verildi
Koşu başladı
Silah patladı
Çocuğun kolu koptu
Tamam
Savaş konusu
Kapansın



3 -

Kuşlar cidden ölecek birazdan
Yani ölmeliler, yanlış olmasın onlara
Yaşayamıyorlar adam akıllı
Pardon kuş akıllı
Bizi izliyorlar gece gündüz
Gündüz gece
Gülüyorlar öylece


Masum bir maske lazım
Kanattan - Tüyden - Buluttan maske


O çantadan çıkarayım ben şimdi listeyi
Sonu çok belli öykümün başta olduğu
İnsanlık adına susuyorum oysa
Oysa tanrıya Allah demek kadar güzel şey
Susmak
Ve çay içmek, şekerine parmak banmak
Anmak bile bazen
Güzel .. yani kadın saçı aslen

Devir daim ilişkileri tükürükleyen beynime
Hediyeler alıyorum durmadan
O kadar haketti ki alkışlanmayı
Görmeniz lazım

Anlatmalısınız da zaman zaman



4 -

Siz siz olun siz olmaktan başka bir olayla avunmayın
Bunu kimse başaramaz doğmadıysa fetüs
Devinim gibidir ya kuşkonmaz soslu melodram
Böyle biliniz işte kimliğinizi hani saklatılan
Saklambaç masum bir oyun mudur
Mani mi geleceğe geçmiş
Bir dem demliksiz tadını saklar hep


Açtım - Baktım - Kapadım - Attım
Bir kutuydu yaşamak
Anahtarına kapıldım







Böyle bir son olur ancak
Olup olacağı birkaç dize : savunma
Masalsı diledik dimağımıza bir rol
Şimdi çırpınası kuşlar ölüyor
Ve gökyüzü ve birazdan
Deniz ve balık kokacak





. . .





Emre Gürkan Kanmaz
Fotoğraf : Benny Pettersson

Ne de güzel en güzel


Ölüler en güzel susar *


. . .

Muhacir bir yalnızlıktır zaman
Enel susuşları biriktirir
Cebi sökülmemiş hiç duygunun
Kalpleri eksik sevindirir

Ben ölü olmanın skecini yazıp
Dağa taşa oynamak isteyince
Bir el silah sesi duyuldu dünyada

Çok mu hızlı dinlendirilir burda
Yeri gelmişse bir tesbihtir zaman
Tespit olamama yongası canın değil
Şair meraklı delinin öyküsüdür zaman

Ve ölüler bir de
En güzel yalanlar


. . .

* Ölüm yazıtları / Erol Özyiğit / HUY DEFTERİ


Emre Gürkan Kanmaz
Fotoğraf : Steve Salmons

Bir bardak gibiyim


Sağılmış inek memesi tadında seviyorum seni, ey
Tutan kaymağı ve şekerli tadı ile
Bir bardak gibi bir bardak gibiyim ben






Emre Gürkan Kanmaz
Fotoğraf : Anonim

Hanım ihyası


Dil kenarında yanan bir zaman bu sana benzersiz
Çembersiz bir tasvir kalıbıysa aralık gözlerimde sen
Ve seni öpebilir miyim ihtimalini düşünüyorum bayağı

K harfine çıldıran kelimelerden seçtim hayallerimi
E harfine müstehcen olur diye söyleyemedim şeyleri
L lale devrimidir C Cemal Süreya imiş şair söyledi
Ve seni görebilir miyim ihtimaline sövüyorum aşağı

Alık isyanı değil hanım ihyasıdır şiir apaçıksızlıkdır
Bir şizofren dehasında doğmuştur kurgusallığımız
Ve mahrem ve kahpe ve sahleplidir biraz sözlerim
Seni sevebilir miyim ihtimaliyle yoğruluyorum az




yadaenbasitindensaçmalıyorumduuuuuuurrrriki


. . .




Emre Gürkan Kanmaz
Fotoğraf : Marta Cernicka