31 Temmuz 2009 Cuma
Ne bu şimdi ?
Bu gün
Ne bu sessizlik
Adına
Dünya denilen sokakta
?
Yoksa / size / sanki / gibi
Şiir küfretmiş
. . .
Emre Gürkan Kanmaz
30 Temmuz 2009 Perşembe
Kurbağalar
29 Temmuz 2009 Çarşamba
Es
Üleşiyorum , öyleyse varım
25 Temmuz 2009 Cumartesi
24 Temmuz 2009 Cuma
23 Temmuz 2009 Perşembe
Geviş
Sakız çiğniyorum
Sonra
Tütün çiğniyorum
Dilimi
Dişlerimi
Midemi çiğniyorum
Sesimi çiğniyorum
İzimi
Postallarımı
Kurtçukları çiğniyorum
Macunu
Çerçeveyi
Camdan korkuyorum
Çiğnemiyorum
Tenimi çiğniyorum
Ellerimi
Dokunanı , dokunmayanı
Farkını çiğniyorum
Ne çok doymuyorum
Düşüncemi çiğniyorum
Öğütülenleri seviyor
Kalanını tükürüyorum
Emre Gürkan Kanmaz
22 Temmuz 2009 Çarşamba
21 Temmuz 2009 Salı
Kuşların bittiği vakit yazılan şiir
Bilemezsin . Sevmek istiyorum seni
Etine dolgun gecelerde . Rakıyla
Alabora olmuş bir şarkıda geçmeli
Şehirler , köy çeşmesi , Cadillac'lar
Bilemezsin . Sevmek istedim seni
Paradan eski , acıdan , sözcükten
Aynaların binlere bölündüğü an
Kuşların bitişi hissettirdi kendini
Bilemezsin . Sevmek istemişim seni
Sevmek istediğim . . . Sevmiş bulundum
Emre Gürkan Kanmaz
Ellerimi yüzünde kaybettim
Ellerimi bir kazada kaybettim
Canım çok yandı , suya tuttum beynimi
Ezilmek üzere toplanmıştı kitapta
Yaşadığım akşamların ecnebi dile çevrilişi
Ellerimi bir kazada kaybettim
Kediler uğramaz oldu , inilti adında giyotin
Kesti , parçaladı , elekten geçirdi cinnet
Ardına saklandım sabahları anne sesinin
Belki doğruydu
Aşık olmuştum
Ellerimi yüzünde kaybettim
Emre Gürkan Kanmaz
Zamandan . . . tığdan . . .
Rüzgâr . Yaklaşan köprüleri soyuyor bir bir . . . muz gibi
Otomobiller parkediyor kuşların günlüğüne . Hayret !
D a l i 'nin kulağı kayıp . İnatla şekerli çaya batırılmış anlam
t a t m a l ı
a n lamalı
İplik buz tutar mı , kedilerin nefesi hangi iklim ?
Yürümek dert değil . Köprüleri geçince son evdedir
Noel kabusundan kopan kırçıl dua . Yoksa yok mu . . .
s o k m a l ı
saklamalı
Açelyalar bebeklerin kemiksizliğini giymiş resmen
Noktalanmış avuçlara bırakılmış kızoğlankız zar
Almış , tığıyla geçmiş annem kış vakti tavus kuşlarını
a k l a y a t k ı n
Emre Gürkan Kanmaz
2008 / Ocak
18 Temmuz 2009 Cumartesi
Gündüz / Gece
Gündüz
*
Ağırdı yüzü
Tramvayda rastladım
Kaybolan güne
*
Nefesi kokar
Vapur iskelesinin
Aç martılardan
*
Yolların tümü
Bir günün yüreğinden
Başlarken sevin !
Gece
*
Belirip cama
Gecenin bir yarısı
Nanik çeker ay
*
Ayrışırken su
Saklan sesin cebine
Sis bitiversin
*
En uzun gece
Son çiçek uyuduğu
Zaman başlarmış
Emre Gürkan Kanmaz
15 Temmuz 2009 Çarşamba
Münferit
13 Temmuz 2009 Pazartesi
Mavra
Yeşim ' in şiiri
Şerbetini elimle döktüm aşkın
Bir çiçeğin başını okşadım
Balina resmine sıkışan suyla
Yıkadım saçlarını Yeşim'in .
1/
Yeşim
Benim olmayan güzellik
Katlayıp koyamam çantama gözlerini
Ama saçları
En azından benim
Önümüzdeki kış , geceleri üşümem .
Esanslı sakızımı bir kenara koyup
Şiire yuvarlamalıyım bilyelerimi
Olabildiğince çocuk olup - kaçıp
Bir dizenin altında saklanmalıyım .
2/
Ah Yeşim !
Sen ve kelebeğin biralı ağzı !
Tenimde mitoz bölünen acıya şahit oldunuz
Bunca yıl , bunca yalnızlık
Bunca geçimsiz yıldızla
S u s t u m
Şimdi konuşuyorum sevgili katre .
Neye inansam / İnsana inanırım ,
Bir aşka , yelkenliye , tanrıya
Neye inansam ?
3/
Kanın kafesini kıran şekere
Hayret etmişimdir
Bu yüzden çayım tek küp
Ruh ne demek ?
Albatrosa sorsam
Cevabını duyar Yeşim
Bir kontrbas kalesinden kaçar zaman
Yaylar gerilir , oklar fırlar
Hedefin tazeliğine süzülür anlam
Ve bir ezan sesine irkilen şehir
Arnavutköy sahilinde kahvaltısına başlar
- Ki , yorgun kedi dışkısına basan ayakkabı kadar diridir şiir ...
4/
Sanırım bu son olacak
Betimlenen aşka dair , bendeki
Öten kuşların giyindiği kanatlar
Sur dibinde / Şaraba boğulan
Umarım son olacak .
Emre Gürkan Kanmaz
Körkütükbuyokoluşun . . .
9 Temmuz 2009 Perşembe
Reçine
Sızan bi'tek o mu ?
Ağaçlar da sızar topraktan
Zamanı ve bulutları
Utanmaz , çevirip baş aşağı
Yaşlı kaldırımların çatlağı
Vardır . Ayaklar sızar ufka
Karne ile dağıtılan iç çekişlerin
Turnikesine takılır ebemkuşağı
Kalbe ne sızar , tartılmalı
Okyanusun yunuslara bakışı
Kitaplarca dize aşırıp hayattan
Sızan yokluk çok , anlamalı insan .
Emre Gürkan Kanmaz
2007 / Edirne
7 Temmuz 2009 Salı
İki çizgi
Çiğ
Yüreksiz oluşu bilinir
Şiirin . Dokunmaz kendine
Katlar ve buruşturur
Harflerimizi sahiplenir
Yüreksiz hem ; korkusuz
Köşe başları tutulan gecede
Bir kaldırım taşı hafifler
Seslerimiz yıkandığında
Şairsiz oluşu bilinir
Şiirin . Boş kağıtlarsız
Hayatın binbir imgesi
Yapışmış saçlarına
Emre Gürkan Kanmaz
2006 / Edirne
5 Temmuz 2009 Pazar
Attitude
Joie de vivre
Aşk , toplumsal soytarılık olduğu vakit
Gerçekten hissedildi
Ve insanlık başlangıcından beri
. . .
Din aşkı
(Geçersiz olanlar)
Devlet aşkı
(Düşmüş olanlar)
Müzik aşkı
(Anlaşılmış olanlar)
İnsan aşkı
(Farkedilmiş olanlar)
Onlarcası
Onlar'cası
. . .
Ama hiçbiri
Yaşamın olduğu kadar
Kabul görmedi
Bir çiçeğin çiğ tanesinden okudum
Denizin kum tanesinden
Kim bilir
Haklıydı savunmasız bilinç
Ya da yalnız
Hatırı sayılır rol oynayamadı
Tarih tiyatrosunda
Işıyınca gördük güneşi
Buğday tanelerini
Savuruyorduk öfkemizi
Yılkı öğretisinde
Evren
Dans pisti sessizliğiydi
Ta ki
Öğrenene dek
Kıpırdanmamayı
Sırasusmanındaoldu/Konuşmanında
ö l m e n i n d e
. . .
Joie de vivre (Yaşamın zevki)
2009 / Dünya
Emre Gürkan Kanmaz
www.oezers.com
4 Temmuz 2009 Cumartesi
Sen bilirsin
Postmodern
Otomatik portakal tadında bir ömrü aşkla paylaşırken
Yalnızlık pakTıyla üstümüze gelmesini bekleyemeyiz
Ders kitaplarının hüznünü yüzüne yapıştırmış imanın
Mastiribasyon zekalı eylemlerin eşik soğukluğunu
Ciğerine hiç düşünmeden dolduran bir kimse olarak
Ölüm değişir umudunu suya sabuna dokunmaz bilirdim
Bir de olaya sanrı gazinosunda dansözlerle eğlenirken
Alevli meyvelerin korkutma seansları başlamasına yakın
Zor seçen gözlerin nezaretinde gayet meşrep bakalım
Bir fark varsa tırnak yerken yanında yılgın bir dudağın
Y a da ne bileyim susmak erdem sayılır mı utanırken
Tüm bunların harmanı bir aşk çabuk tüketilsin isterim
Emre Gürkan Kanmaz
www.oezers.com
2 Temmuz 2009 Perşembe
Ölsek
Ölsek parasızlıktır buralar
Ölsek don tutan bir hikaye başı
Sus ikizi bir yağmur
Alevli domates ikindisi
Ölsek kimin aklına gelir tanrı
Kimin iyi bir akla yontulduğunu ,
Neyin paradan değerli olduğunu
Ölsek kim bilebilir ?
Ölsek Eros'un uyku vakti
Edison'dan kıskansak güneşi
Yerin dibine geçen hükümdar olsak
Başak tarlaları sunsak kolonilere
Ölsek
Anlar mıyız
İnsan ne demek . . ?
Emre Gürkan Kanmaz
1 Temmuz 2009 Çarşamba
Gündelik notlar
* En sonunda ceplerimi doldurabildim
Ama rüzgarla
* Bir heykeltraşı anlayamamamızın en acı yanı
Hayatımızı şekillendirirken bir heykeltraş olduğumuzu unutmamızdandır
* Hangi perspektif ölümü kabul edebilir
Hangi başına buyruk kader
Hangi iz düşümü ?
* Öpüşüyor musun gökyüzüyle
Yine elektriklenmiş bütün tenin
* Ne çok vakit var ölmek için bugün
* Ayyaş bir rüzgar çekti içini
Döküldü kelebekler
* Sırt çantamın içinde
Tıka basa Cağaloğlu
* Mızıkasını son kez çaldı başasker
Ölüme direnmek soylu müzikal
* Ölüm kabuk değiştirirken
Şiir , yaşama en genç mitoz
* Biliyorsun yağmuru severdik
Ekerdik yüreğimize ıslak hüzünleri
* Penceremin iskeletinde kurtçuk banyosu
* Biliyordum
Olmadığını gecenin
Yıldızların öyküsüymüş
Senin gece dediğin
* Sonsuzda bitiştim
* Çok biliyorsan söküğünü yama
İpliği işleyen bir günün inceliği
* Turp gibi sıkıyorum kendimi
Yine de içimde kalıyor anlam
* Martılar dökülüyor saçlarıma
Her biri bir bulutun gözyaşı
* Dudaklarında eziliyor kelebek
Çeliği çiğner gibi öfken
* İnsan demişken alımlı bir ilkbahar sabahı
Zeytin çekirdeklerinin arasına gizlendi dilim
* İçine kırışan kağıdın vardır şimdi
Notaların ve virgüllerinle
* Saatim olsa bakardım şimdi
Her yerim zamana bulanık halde
Her yeri zamana buluyorum
* Bin dallı kelimeler giriyor gözüme
Böceğin ısırdığı yerde kayboluyoruz
* Çekilirse kuşlar gökyüzünden
Bulutlar üstümüze düşer
Emre Gürkan Kanmaz
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)