13 Temmuz 2009 Pazartesi

Yeşim ' in şiiri


Şerbetini elimle döktüm aşkın
Bir çiçeğin başını okşadım
Balina resmine sıkışan suyla
Yıkadım saçlarını Yeşim'in .


1/

Yeşim
Benim olmayan güzellik
Katlayıp koyamam çantama gözlerini
Ama saçları
En azından benim
Önümüzdeki kış , geceleri üşümem .

Esanslı sakızımı bir kenara koyup
Şiire yuvarlamalıyım bilyelerimi
Olabildiğince çocuk olup - kaçıp
Bir dizenin altında saklanmalıyım .


2/

Ah Yeşim !
Sen ve kelebeğin biralı ağzı !
Tenimde mitoz bölünen acıya şahit oldunuz
Bunca yıl , bunca yalnızlık
Bunca geçimsiz yıldızla
S u s t u m
Şimdi konuşuyorum sevgili katre .

Neye inansam / İnsana inanırım ,
Bir aşka , yelkenliye , tanrıya
Neye inansam ?


3/

Kanın kafesini kıran şekere
Hayret etmişimdir
Bu yüzden çayım tek küp


Ruh ne demek ?
Albatrosa sorsam
Cevabını duyar Yeşim
Bir kontrbas kalesinden kaçar zaman
Yaylar gerilir , oklar fırlar
Hedefin tazeliğine süzülür anlam
Ve bir ezan sesine irkilen şehir
Arnavutköy sahilinde kahvaltısına başlar

- Ki , yorgun kedi dışkısına basan ayakkabı kadar diridir şiir ...


4/

Sanırım bu son olacak
Betimlenen aşka dair , bendeki
Öten kuşların giyindiği kanatlar
Sur dibinde / Şaraba boğulan
Umarım son olacak .


Emre Gürkan Kanmaz

Hiç yorum yok: