24 Şubat 2008 Pazar

Düşünen bisküviler ve eriyik kalbim


Düşünüyorum.
Her zaman yapmadığım birşey bu.Her zaman düşünmem,akışına bırakmayı yeğlerim zamanı.Tutamayacağımı,hapsedemeyeceğimi,hükmedemeyeceğimi bildiğimden inceden inceye teslim olmayı kabullenmek daha az zarar verir bana.Huzuru istememden olmalı bendeki mutlak teslimiyet hali.O zaman düşünürüm kendimle alakalı olan herşeyi.Zengin olmayı düşlerim çoğu zaman,istesem de tüketemeyeceğim,harcasam da bitiremeyeceğim zenginliği düşünüyorum.Maddiyatın bu dünyada huzur getireceğine inanlardanım.Bu düşünce birçoğumuz tarafından sa.ma bir düşünce.Ne mantıklı ki bu dünyada,ne gerçek ki,ne olurunda tastamam?Neresinden bakarsak bakalım bu dünya illa bir yerinden fire veriyor.Tastamam olmak istiyorsam,illa bir yerimden şişip patlıyor,şeklimi bozuyorum.
Yazı masamda duran bir tabak bisküvi de düşünüyor mudur acaba?Hisleri var mı karbonhidrat halkının?Direnme gücü var mıdır tükenmemek için?Ya günün birinde isyan ederlerse kaderlerine?Ne zaman bisküvileri düşünsem kalbimin eriyip yokolduğunu hissediyorum.Ellerimle bir fincan limonlu çaya batırıyorum kalbimi,eriyişini hissediyorum damarlarımla birlikte.Tavşan kanı oluveriyor birden kendi halindeki fincanlık limonlu çay.İçmeye kıyamıyorum,kalbim sindirilip gidecek midem tarafından çünkü.Yine eksik olacağım.
Zamansız bir yerde olmayı çok isterdim,birşeye direnmeden huzur içinde varlığımı sürdürebilmek,başımın içinde tasa trafiği,uyarıcı lambalar,işaretler,şeritler olmadan.Hız limitini sadece ben ayarlasam hayatın,olası kaza ihtimaline hazırlıklı olmasam,bir fincan limonlu çay içsem direksiyon başında.Es kaza ayaklarıma dökülene kadar çay,ayaklarımı hiç pedallardan çekmesem...
Hiç bir zaman hayalimdeki gibi bir şöför olamayacağım,yazar olamayacağım gibi.Sürekli düşüneceğim belki de,akışına bıraksam da belki sürekli hız yapmaktan korkacağım,mülayim görünüşlü bisküvilerden de tabi.

Çünkü huzursuzluğumla henüz yeni tanıştım.



EMREGÜRKANKANMAZ
25/12/07

Hiç yorum yok: