30 Mayıs 2009 Cumartesi

Kamu


Kıymık tadını parmağına sorduğunda alacağın cevaptır
Bir kaplumbağa yavaşlığında hayatın sonundaki an

Maskelerini anahtarlığına bir bir takmıştın lazımdı sana
Dip köşe yüzünü ezberlemişti çünkü insanların uğultusu

Mamafih senin içinde bulunmuştu bir çocuk çok öncesi
Ve silah tutan minik ellerini biliyordun kirli vaktin güncesi

Göl başları hep tanrıyı hatırlatırdı unuttuğunu unuttun
Geldin topladın dağıttın papatyalar beyazken şarkısı

Kanal kanal ararken aşkı tıkandı arkanda koca bir şehir
Hiç bir gözyaşı çetesi de gelip yardım etmedi bataklığına

Büyümüş müydü neydi on sekizinde benlik duygusu
Halı desenli korkular seçkisiydi ayak bastığın hasbihal

Revolver gülüşlü kediler köpekler giyiniyordu yağmuru
Düğmelerin en şekerimsi olanı ağzını kemiriyordu

Yutulan bir tas çorbada tuzun eksikliğiydin hay aksi
Tanrıya yumrukla ezilen soğanın günahlarını sorsa mıydık


. . .

Ve yine kaplumbağa yavaşlığında hayatın sonundaki an
Cevabı kıymık tadını parmağına sorduğunda alacaksın


Emre Gürkan Kanmaz
Mayıs/2009

Hiç yorum yok: