3 Kasım 2009 Salı

Fonetik


Sunulan bir kokuda
Çizilen parşomenin geçmişi
Şiire dokunduğunda uyumalıyım
Vakit henüz embryo yağmur . . .


1-

Susulmuş kentlerin üzerine devrildim
Ben daha çok gidecektim, ben daha
Ben daha sütünü sağıp yoksul tanrıların
Sokağımın mihenk taşı kedilere içirecektim

Af bu, pipetler batırıldı gölgeme
Bacak arasını diktiren düşüncelere dalmıştım
Ben daha çok öpecektim, ben daha
Ben daha sesime çekirdeğini bölecektim elmanın


2-

Buruşmuş karanlıkta bakışırdık leylakla
Bir ampulün patlayışıyla bahçeyi unuttuk
Tül-perde ne varsa al-beyaz hizaya geçmiş
Sanki sarhoş-sevişmiştik çiçekçi dükkanında

Alternatifiydi ölüm aynalar kırmanın
Ben daha çok korkardım, ben daha
Ben daha perspektifi sindirirken etime gençtim
Baktım, ufkun kozasını yırtmadığını gördüm


. . .

Sunulan o kokunun
Çizilen parşomeni saklayışı
Şiire dokunduğunda uyumalıyım
Uyanırsam bir düşüm olur anlatacağım . . .




Emre Gürkan Kanmaz
Temrin Dergisi / 19 / Kasım 2009

Hiç yorum yok: