4 Ocak 2013 Cuma

Gayet mavi ya da gayet üzgün günce
























GAYET MAVİ YA DA GAYET ÜZGÜN GÜNCE


a) sabah

sabahleyin kahvaltıda
mavzer yedim, panzer içtim
peçetem yoktu, sonra gazetem
ağzımı bir çocuğun
gülüşüne sildim



televizyonu açtım
ip atlıyordu beynim
saç diplerim doluyordu
şoseleriyle yüz bin şehrin
ki kaldı ki
her biri taş eder
her biri
bir özdeyiş
yüreğin parçalanmalara
susuşu sanki

ete iğne sokuşu
sandım
sirenlerin buğusunu

annem müthiş uyuyordu.



b) öğle

bir saat pekala bir izdi
-belki bir ağıt izidir-
yaşıyorum alabildiğine
sıradan bir kibrit gibi
diyorum ve de köpeğimi
gezdirmek isterdim
olsaydı,



taktik gizleyen dünyalar gibi
dünyalar biliyorum içimde


bu arada

annem hala müthiş,,


c) akşam

makaralar sürtündükçe zeminde
olmamışından doğuyor gölgem
ben bu uğurda yemin ederim ölebilirim
çünkü gölgeler eskiden çok şey demekti
şimdi bir merminin gölgesini
hesaplıyor şiir
ağaçların yeşilliği insanların güzelliği
artık ilgilendirmiyor şiiri yazık ki



dilimden küfürden başka ne gelebilir
dilimden meyveler yerine ağırlaşmış kan
tadı, biraz da üzgün oluşumun kodları
dökülüyor
isterdim ki böyle bir şiiri gün ışığına
benim yerime fantastik bir hayal
çıkarsaydı

ama olmadı


insan olduğumuza bir kez daha yenildim


annem
inanmazsınız


b ü y ü k s u s u y o r










Emre Gürkan Kanmaz
Zamansız Dergisi
Eylül 2012 / Sayı : 3

Fotoğraf : Kazuya Akimoto

Hiç yorum yok: