25 Ağustos 2009 Salı

Analiz


Bağırsan şimdi Kuveyt'e kadar ulaşır sesin

. . .

Kilo vermiş bir ulağın sarsıntılı düşünde sincaplarla aynı kefeye konulan ormanda
Yoğunluk çabasına kurulan bir saatin en yelkovan dokunuşusun
Ne alıp ne verir bu aşk düşünmeye değmez bilirsin
Ne kadar ruj birikir sokakların soluğunda ne kadar elzemdir lastik izleri
Bilirsin sevmek kutsal kitabın her defası değiştirilmeye çalışılmasıdır

Bakmadın mı kendine yaralı bir madeni paranın kayboluşuyla ?
Sormadın mı güzellik granit yorgunluğunun en yumuşak karnı mıdır ?
Öpmedin mi beni kedilerden sıkıldığım bir anda dudaklarım erirken ?
Ve de gitmedin mi göğüslerini toplayıp burnumdan işte bunu sormalı mıyım ?

Sigaranın envai çeşidi yasak artık insana buraya kadar herşey normal
Bataklıklar kurutulmadan sineklerin sınır dışı edilmesini az çok anlarız
Fabl türü terimler tüketen ruhumuzu ruganlara sığdırmaya çalışmak da normal
E peki biz neden hala eşekliğimizden vazgeçmiyoruz semerlerin müzayede çağında ? ..

İpin maskülen kopuşunu şahitten sayan şiş çöplüğüne tura çıkan bir adamım ben
Olmuyor durağan bir papatya gözümde çünkü senin kopyaların hesapsız bini aştı
Otobüse binmeyi geçtim tabanvayı seçtim İstanbul'un bir adım olduğunu keşfettim
Diline damağına oradan kırlangıç yuvası sayılabilecek bir dehlize demirledim sevgilim
Ki oradan herhalde bir çağlayana çıkar bu yol ya da bir hapishane kırçıllığına değil mi ?

Pnömatik mühendisliğinden kalalı çok olmadı çünkü basıncı yok beynimin
Samduy tadında ılık meltemler boşaltan üreme sistemimin değeri düşer gün ortası
Salt bir güneş yanığına alışkın muhabbetlerimizin özleten bir yanı olduğu doğru
Ben adına sevda denilen bir hastalığın geç kalınmış evresinde yaşıyorum ömrümü

Külfet sözlerin az kirli kokusuyla düşünürken karşılaşmıştım tanrıyla
Bana herşeyi unutabileceğimi söylemişti hatta adımı kaç kişiyi dolandırdığımı
Levhaların tuzla buz olacağını bir kıyametin tasviri olacağını filan mesela
İddaa ediyorum senin gibi yakut bir sevinci unutabileceğimden bahsetmemişti

Yasirlik prangasız aslında yok efendim kıpırdayamaz konuşamaz mışız
Düttürü bir dünyanın içine eden sessizliği alıp gönlüme sokmanın tam sırası
Yogadan doğan için çeperine sürtünen entellektüel organizmalar isyancıldır
Bunu bilerek bir yarışa başladım isterlerse diskalifiye edebilirler geç değil
Ya da bir kupa verirler onunla avunurum torunlarım olur ardından gülümserim

. . .

Bağırsan kim bilir Çin Seddi kadar uzar sesin



Emre Gürkan Kanmaz

Hiç yorum yok: